Sonunda, İdrarın Neden Sarı Olduğunu Biliyoruz
Bilim insanları, idrarın sarı renginin bağırsaklarda üretilen özel bir enzim olan bilirubin redüktaz adlı bir enzim tarafından oluşturulduğunu keşfettiler.
Normalde idrarımızın sarı renkte olması gerektiğini biliyoruz ve bu rengin kaybı genellikle tıbbi bir sorunun belirtisi olabilir. Ancak idrarın aslında neden sarı olduğu sorusu, bilim insanları tarafından ancak son zamanlarda tam olarak yanıtlanabilmiştir. Araştırmacılar, bu altın rengin idrarın içinde bulunan bakteriler tarafından üretilen bilirubin redüktaz adlı bir enzim tarafından oluşturulduğunu keşfettiler. Bu bulgularını 3 Ocak Çarşamba günü Nature Microbiology dergisinde yayımlanan yeni bir çalışmada bildirdiler. Daha önce bilim insanları, idrarın sarı renginin esasen vücudun eski kan hücrelerinden nasıl kaynaklandığını biliyorlardı.
Kırmızı kan hücreleri genellikle yaklaşık 120 gün sonra ömür döngülerinin sonuna ulaştığında karaciğerde parçalanır. Bu sürecin bir yan ürünü olarak, karaciğerden barsaklara salgılanan parlak turuncu bir madde olan bilirubin ortaya çıkar. Barsak içindeki bakteriler, bilirubini renksiz bir madde olan urobilinojene çevirir. Bu madde daha sonra urobiline ayrılır, bu da idrara rengini veren sarı bir pigmenttir. Ancak şimdiye kadar bilim insanları, bilirubini urobilinojene dönüştüren spesifik bakteriyel enzimi tanımlayamamışlardı. Yeni çalışmanın yazarları, bu keşfin potansiyel sağlık sonuçları olabileceğini belirtiyorlar.
Özellikle, bu durumun bağırsak mikrobiyomunun – bağırsaklardaki mikropların topluluğu – sarılık, cilt ve gözlerin sararması veya irritabl bağırsak sendromu (IBD) gibi durumlardaki rolünün anlaşılmasını geliştirebileceğini söylüyorlar. Sarılık, kandaki bilirubin birikimi nedeniyle gelişirken, IBD’li insanlarda urobilin seviyelerinin sağlıklı yetişkinlere kıyasla daha düşük olduğu gözlemlenmiştir. “Her gün karşılaştığımız bir biyolojik fenomenin bu kadar uzun süre açıklanamamış olması dikkat çekici ve ekibimizin bunu açıklayabilmekten heyecan duyduğunu söyleyebilirim.” diyen çalışmanın baş yazarı ve Maryland Üniversitesi Hücre Biyolojisi ve Moleküler Genetik Bölümü’nde yardımcı profesör olan Brantley Hall açıklamasında söyledi. Önceki idrar rengi üzerine yapılan araştırmalar, genomik sıralama teknolojileri yaygın olarak kullanılmadan önce gerçekleştirildiği için, idrar örneklerinde hangi bakteri türlerinin aslında bulunduğunu tanımlamak zor olmuştur, makalede yazarlar belirtti.
Yeni çalışmada araştırmacılar, bilirubini urobilinojene dönüştürebilen ve bu yeteneği olmayan insan bağırsak bakteri türlerinin genomlarını karşılaştırdılar. Bu şekilde, bilirubin redüktazı kodlayan geni tanımladılar. Daha sonra, bu enzimin E. coli olarak bilinen model organizma içinde bu dönüşümü kolaylaştırıp kolaylaştırmadığını test ettiler. Geni, insan bağırsak mikrobiyomunu taşıyan bakteri türlerinin genomlarını tarayarak aradılar ve bu enzimin çoğunlukla insan bağırsak mikrobiyomunu domine eden büyük bir grup olan Firmicutes türlerinden üretildiğini tespit ettiler. Ekip, daha sonra 1.801 sağlıklı yetişkinin bağırsak mikrobiyomlarını genetik olarak tarayarak idrar rengini belirleyen geni aradı.
Bu genin %99.9’unun bu gene sahip bağırsak bakterilerine sahip olduğunu buldular. Ayrıca, 1.800’den fazla IBD’li yetişkinin ve yaklaşık 4.300 sağlıklı bebeklerin bağırsaklarında geni aradılar ve bunun çok daha az yaygın olduğunu buldular. IBD’li insanların sadece %68’inin geni taşıdığı, 3 aydan küçük bebeklerin ise %40’ının taşıdığı görüldü, ki bu bebekler sarılık için daha yüksek risk altındadır. Bu ilişkiyi ve bilirubin redüktazın eksikliğinin sarılık ve IBD’ye nasıl katkıda bulunabileceğini açıklamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır. “Bu enzimi tanımladığımıza göre, barsaklarımızdaki bakterilerin dolaşan bilirubin seviyelerini ve sarılık gibi ilişkili sağlık durumlarını nasıl etkilediğini araştırmaya başlayabiliriz.” diyen Xiaofang Jiang, çalışmanın ortak baş yazarı ve Ulusal Sağlık Enstitüleri’nde araştırmacı olarak görev yapan Xiaofang Jiang açıklamasında söyledi.