PwC, yaşlı nüfusun istihdamındaki artışın ekonomiye olan katkısını ortaya koyan “Altın Yıllar Endeksi”ni açıkladı.
PwC’nin bu yıl 16’ncısını hazırladığı Altın Yıllar Endeksi’ne göre, OECD ülkeleri yaşlanan nüfuslarına karşılık çalışma hayatını uzatarak uzun vadede ekonomilerine toplamda 3.5 trilyon dolar ilave katkı sağlayabilir. Mevcut durumda, 55-64 yaş arası nüfusun istihdam oranı OECD ülkeleri arasında büyük değişkenlik gösteriyor: Örneğin, İzlanda ve Yeni Zelanda’da bu oran sırasıyla %84 ve %78 iken, Türkiye ve Yunanistan’da ise yine sırasıyla %34 ve %38.
Rapora göre, Türkiye yaşlı nüfusun istihdamını Yeni Zelanda seviyesine çıkartabilirse, GSYH’sinde 100 milyar dolar artış sağlayabilir. OECD ülkelerinde yaşlı nüfusun (55-69 yaş aralığı) istihdam verisinin yanı sıra ücretler, eğitim ve yarı zamanlı çalışma gibi yaşlı nüfusun iş gücüne katılımını teşvik edebilecek diğer değişkenlerin de dâhil edildiği endekse göre, Türkiye 35 ülke arasında son sırada yer alıyor. Türkiye endeksin hazırlanmaya başlandığı 2003 yılında ise 23. sırada yer alıyordu. İzlanda, Yeni Zelanda, İsrail, Estonya ve İsveç bu açıdan OECD’ye öncülük ederek endekste ilk sıraları almaya devam ediyor.
Altın Yıllar Endeksi: Daha uzun yıllar çalışmayı teşvik edebilecek etmenler
Raporda, karar alıcılara doğru politika önerilerini sunabilmek amacıyla OECD ülkeleri arasında yaşlı nüfusun istihdam oranı üzerinde etkisi olan bazı değişkenler de inceleniyor. Rapora göre, aşağıdaki faktörler daha uzun yıllar çalışmayı teşvik ediyor:
- Ortalama yaşam süresinin uzaması yaşlı nüfus istihdamı üzerinde olumlu bir etki yaratıyor, çünkü daha uzun yıllar yaşamayı bekleyen insanlar daha uzun yıllar çalışmayı hedefliyor. Bunun için de sağlık hizmetleri politikalarında, tıbbi ve teknolojik gelişmeleri de kapsayan bir perspektifte gerekli düzenlenmelerin yapılması gerekliliği doğuyor. Emeklilik politikaları ve aile yardımları gibi finansal teşvikler, yaşlı nüfusun iş gücüne katılımını sürdürme kararında kilit rol oynuyor. Bu tür teşviklerle iş ve aile hayatına daha kaliteli zaman ayıran çalışan yaşlı nüfus daha uzun yıllar çalışabiliyor.
- Esnek çalışma ve kısmi emeklilik seçenekleriyle, çalışan yaşlı nüfusun değişen ihtiyaçlarını ve tercihlerini karşılayarak onları iş yaşamına dâhil etmek mümkün. Bu açıdan fabrikaların ve ofislerin yeniden tasarlanması da iyi bir yöntem olabilir.
Otomasyon riskini eğitimle azaltmak mümkün
Yapay zekâ teknolojisi, ekonomik büyümeyi artırabilir, işgücüne talebi artırabilir ve daha uzun çalışma hayatını destekleyebilir. Ancak bununla birlikte yapay zekâ ve otomasyon, yaşlı nüfus için hem avantaj hem de dezavantaj anlamına geliyor. Altın Yıllar Endeksi verilerine göre, önümüzdeki 10 yıl içerisinde yaşlı nüfusun mevcut işlerinin %20’si otomasyon riskiyle karşı karşıya. Bu nedenle, yaşam boyu öğrenmeyi desteklemek ve yeniden eğitime yönelik önlemler almak, yaşlı nüfusun yapay zekâ ve ilgili teknolojilerin yaratacağı yeni iş fırsatlardan faydalanmasını sağlayabilir.
Rapordan öne çıkan sonuçlar
- İzlanda, Yeni Zelanda, İsrail, Estonya ve İsveç endekste ilk beş sırada yer alıyor. Birçok Kuzey ülkesi de endekste yüksek performans sergiliyor.
- 2003’ten bu yana Almanya, İsrail ve Yeni Zelanda en çok kayda değer gelişimi gösteren ülkeler oldular. Meksika, Türkiye ve Yunanistan ise aynı sürede 10 sıra civarında gerilediler.
- Türkiye 35 ülke arasında son sırada yer alıyor. Türkiye endeksin hazırlanmaya başlandığı 2003 yılında ise 23. sırada yer alıyordu.
Eğer OECD ülkeleri 55 yaş üstü istihdam oranlarını Yeni Zelanda seviyesine çekmeyi başarabilirse uzun vadede toplamda GSYH’sini 3.5 trilyon dolar yükseltebilir. Türkiye için olası kazancın ise 100 milyar dolar civarında olabileceği tahmin ediliyor.