Xbox için geliştirilen ve 2017 yılında iptal edilen Scalebound’un yönetmeni Hideki Kamiya, oyunun Japon bir yayıncı ile geliştirilmiş olsaydı farklı sonuçlanabileceğini düşünüyor. Peki neden böyle bir fark ortaya çıkıyor? Kültürel yaklaşımlar mı etken?
Japon ve Batılı Yayıncıların Yaratıcılığa Yaklaşımı
Her ne kadar oyun geliştirmek evrensel bir süreç gibi görünse de, Kamiya’ya göre yayıncıların kültürel yaklaşımları oyunun kaderini belirleyebiliyor. Japon yayıncılar, yeni oyun mekanikleri ve fikirler konusunda daha cesur davranıyorlar. Örneğin, Bayonetta’daki Witch Time veya Okami’deki Celestial Brush gibi yenilikçi öğeler Japon üreticilerin sabrıyla destekleniyor.
Bununla birlikte, Batılı yayıncılar genellikle test edilmiş ve başarı sağlamış oyun formatlarını tercih ediyor. Scalebound’un bir insan ve ejderhayı aynı anda kontrol etme gibi benzersiz bir konsepti vardı. Ancak bu formatların net bir örneği olmadığı için Batılı yayıncılarda şüphe oluşmuş olabilir. Türkiye’deki oyuncuların da alışık olduğu bazı oyun mekanikleri ve türler, genellikle Batılı gelişmelerle şekilleniyor; bu nedenle yeni denemeler bazen Türkiye pazarında zor kabul görebiliyor.
Bu durum Türkiye oyuncuları için ne anlama geliyor?
– Yeni mekaniklere sahip oyunlar, yerel pazarda risk olarak algılanabiliyor.
– Yayıncıların daha muhafazakar yaklaşımları, Türk oyuncuların yaratıcı ve özgün oyunlar deneyimlemesini kısıtlayabilir.
– Öte yandan, Japon yayıncıların desteklediği inovasyonlar Türkiye’ye gelince, oyuncu kitlesi açısından heyecan yaratıyor.
Scalebound’un İptali Üzerine Düşünceler
Kamiya, Scalebound’un başarısızlığını tamamen stüdyosunun sorumluluğu olarak görüyor. Ancak süreçte Batılı yayıncıların hızlı sonuç ve belirgin ürün talebinin stresi artırdığına da dikkat çekiyor. Japon yayıncıların daha sabırlı destek yaklaşımı, yenilikçi oyun geliştirme süreçlerinde avantaj sağlıyor. Peki Türkiye pazarında bu durum nasıl yansıyor?
Türkiye’de oyuncular, genellikle Sony ve Microsoft gibi büyük Batılı yayıncıların oyunlarına yüksek talep gösteriyor. Ancak yüksek fiyatlar ve ithalat maliyetleri nedeniyle yeni ve riskli oyunların lokalize edilmesi sınırlı kalabiliyor. Bu da yerli oyuncuların deneyim çeşitliliğini azaltıyor. Ayrıca, Türk oyun geliştiricileri Japonya’nın yaratıcılığa destek yaklaşımından ilham alarak yenilikçi projelere yönelmeyi düşünebilir.
Yeni Bir Scalebound Mümkün mü?
Kamiya, yeniden Scalebound yapmak istediğini belirtti ve Microsoft CEO’su Phil Spencer’a da çağrıda bulundu. Bu, gelecekte yeni ve özgün oyunlarda Japon ve Batılı yayıncıların güçlü yönlerinin birleşebileceği anlamına geliyor. Türkiye oyuncuları için ise bu durum, daha çeşitli ve yaratıcı oyunlara ulaşma fırsatı demek. Sizce de yeni oyunlarda yaratıcı özgürlükler artırılmalı mı? Kesin.
Türkiye’de oyun geliştirme ve yayıncılık bağlamında, farklı kültürlerin yaklaşımı neden önemli?
Türkiye’de oyun sektörü hızla büyüyor ve kültürel farklılıkları anlamak, sektörün gelişimi için kritik. Özellikle Japonya’nın sabırlı ve yaratıcı destek yaklaşımı, Türk stüdyolar için örnek olabilir. Öte yandan, Batılı yayıncıların finansal beklentileri de göz önünde bulundurulmalı. Böylece, gelecekte Türkiye pazarı için hem yenilikçi hem de sürdürülebilir oyun projeleri çıkabilir. Elbette.
Unutmayalım, yaratıcı özgürlük ve sabırlı destek birleştiğinde oyun dünyası çeşitlenir. Bu da herkes için kazan-kazan demek.