Bilim insanları kanserle mücadelede yeni bir hedef keşfetti: Tümörlerin bağışıklık sistemi saldırılarını bastırmak için kullandığı bir molekül. Bu keşif, umut verici bir immünoterapi yaklaşımı olan benimsenen hücre terapisinde (ACT) gelişmelere yol açabilir.
Nature dergisinde yayınlanan çalışma, prostaglandin E2 (PGE2) adı verilen bir lipit molekülünün, bağışıklık sisteminin cephaneliğindeki önemli bir silah olan T hücrelerinin antitümör aktivitesine müdahale etmek için nasıl bir kontrol noktası görevi gördüğünü gösteriyor. PGE2 esasen T hücrelerinin metabolizmasını zehirleyerek onları işlevsiz hale getirir.
Araştırmacılar, kanserle savaşmak için hastanın kendi bağışıklık hücrelerini kullanan bir ACT türü olan TIL-ACT’in klinik çalışmalarından elde edilen verileri analiz etti. Tümörlerinde yüksek düzeyde PGE2 bulunan hastaların tedaviye kötü yanıt verdiğini buldular. Bu, PGE2’nin tedavi başarısını etkileyen önemli bir faktör olduğunu göstermektedir.
İyi haber şu ki araştırmacılar aynı zamanda PGE2’nin etkilerini ortadan kaldırmanın yollarını da bulmuşlardır. TIL kültür ortamına, PGE2 üretimini veya bunun T hücreleriyle etkileşimini bloke eden ilaçlar ekleyerek, tümör T hücrelerine karşı mücadelenin genişlemesini ve etkinliğini önemli ölçüde artırmayı başardılar.
Farelerde yapılan deneyler, PGE2 inhibitörlerinin varlığında büyüyen T hücrelerinin metabolik sağlık ve işlevselliğe yeniden kavuştuğunu gösterdi. Bu yeniden yapılandırılmış T hücrelerinin, tümör oluşumunu önlemede etkili olduğu ve ACT’nin daha güçlü bir formu olduğu gösterildi.